31 Mart 2009 Salı

TEK TÜRKİYE 63. BÖLÜM

Tek Türkiye, 63. bölümüyle ekrana geliyor.

Selma infaz ediliyor.

Tek Türkiye heyecan dolu yeni bölümüyle ekrana geliyor. Selma abisinin intikamını almak için harekete geçiyor ve örgütten kaçıp Tarık’a sığınıyor. Tarık, Selma’yı kurtarmak için elinden geleni yaparken Abdul ve müridleri köyü karıştırıyor. Selma’yı kafir ilan eden Abdul, Selma için infaz emir veriyor. Tarık onu kurtarmak için elinden geleni yapmaya çalışıyor fakat Abdul’un kuralları işlemeye devam ediyor. Çetin’in de içinde olduğu büyük oyunla Tarık ve köylünün hayatları cehenneme dönerken Selma bu durumu değiştirmek için büyük bir karar veriyor.

Yapımcı: Salih Asan
Yönetmen: Çelik Berksoy
Oyuncular: Ozan Çobanoğlu, Sabri Özmener, Murat Çobangil, Özlem Akınözü, Özgül Sağdıç

Yayın Günü ve Saati 02 Nisan Perşembe 19:40

Kaynak: Tek Türkiye 63. Bölüm

28 Mart 2009 Cumartesi

DOKTOR TARIK FİLM HAZIRLIĞINDA

Doktor Tarık film hazırlığında

Samanyolu'nda perşembe günleri yayınlanan 'Tek Türkiye'nin Doktor Tarık'ı Ozan Çobanoğlu, medyada çıkan ve tartışma konusu olan "Kahramanlık Tarık'a yakışıyor, Polat'a değil" sözüne açıklık getirdi.
'Tek Türkiye' ve tiyatrodaki görevlerinin dışında sinemayla da ilgilenen Çobanoğlu, "Kısmet olursa yaza bir sinema projem var. Benim yazdığım bir senaryo. Tek Türkiye'nin eski ve yeni kadrosundan oyuncular olacak. Ancak, tamamıyla bağımsız, uzun zamandır üzerinde durduğum bir hikâye." diyor.

Çobanoğlu, Necati Şaşmaz için söylediği "Türkiye'nin en iyi oyuncularından değil, ama çaba gösteren, emek veren biri; benim ve birçok genç oyuncu gibi. Daha çok öğreneceğimiz şey, daha çok gidecek yolumuz var." sözlerinin de arkasında olduğunu söyledi. Ne magazinle ne de sansasyonel haberlerle ilgisinin olmadığının da altını çizen Çobanoğlu, şöyle konuştu: "İdealleri olan, kendimi, aklımı sürekli zinde tutan üretmeyi seven, biriyim. Altyapısı olan, kısa yoldan buralara gelmeyen, hep kendisini öğrenmeye ve bildiklerini anlatmaya çalışan, günün birinde oyunculuğunu tüm dünya arenasında göstermek isteyen bir oyuncuyum."

'Tek Türkiye' ve tiyatrodaki görevlerinin dışında sinemayla da ilgilenen Çobanoğlu, "Kısmet olursa yaza bir sinema projem var. Benim yazdığım bir senaryo. Tek Türkiye'nin eski ve yeni kadrosundan oyuncular olacak. Ancak, tamamıyla bağımsız, uzun zamandır üzerinde durduğum bir hikâye." diyor.

Televizyon Servisi - Zaman Gazetesi

Kaynak: DOKTOR TARIK FİLM HAZIRLIĞINDA

24 Mart 2009 Salı

TEK TÜRKİYE 62. BÖLÜM

Tek Türkiye, 62. Bölümüyle ekrana geliyor.
Çetin’in elinden kurtulan Yavuz’un peşine örgüt düşmüştür.
Tarık çeşitli kişilerle görüşerek yardım bulmaya çalışırken bambaşka bir örgütlenmenin kurulduğundan habersizdir.
Botan ve Şivan, Yavuz’u öldürmek için köye baskın yaparlar.
Şehmuz bu baskında tarafını belli ederek teröristlerden yana olur.
Yavuz ise babasının evine sığınır.İyileşmek için Tarık’a ihtiyacı vardır.
Tarık oraya gittiğinde Selma’yı örgütün gerçek yüzünü görmesi için ikna etmeye çalışır.
Selma bildiği yoldan dönmeyecektir ta ki örgüt onu can evinden vuruncaya kadar.
Şimdi Selma’nın tek umudu Tarık’tır…

26 Mart Perşembe 19:40

TEK TÜRKİYE DİZİSİ OYUNCULARI FEZA`DA

Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan ve çekimleri Konya'da devam eden Tek Türkiye dizisinin yapımcısı ve oyuncuları Samsun Feza Koleji öğrencileriyle buluştu.

Feza Koleji Öğrencileri, "televizyon programları ve öğrenciler üzerindeki etkileri" konulu bir anket çalışması düzenledi. Anketin "En sevilen dizi kagegorisi"nde Samanyolu ekranlarında yayınlan Tek Türkiye dizisi birinci oldu. Feza Koleji'nin daveti üzerine dizinin yapımcısı Salih Asan ve oyuncular Süleyman Karadağ (Şivan), Müjgan Gönül (Dila) Sabri Özmener (muhtar) Fezalı öğrencilerle buluştular.

Çocukların yoğun ilgi gösterdiği programda tezahüratlar eşliğinde salona giren oyuncular gördükleri manzara karşısında duygulu anlar yaşadı.

Daha önce Samanyolu Televizyonunda yayınlanan Sır Kapısı, Yusuf Yüzlü, Mavi Rüya, Tarık ve Diğerleri gibi projelere imza atan Yapımcı Salih Asan, "Tek Türkiye"nin Türkiye televizyonlarında yayınlanan diziler arasında ihtiyaç duyulan bir proje olduğunu söyledi. Dizinin çekimlerinin devam ettiğini aktaran Yapımcı Asan; "Dizimiz bu ülkenin farklılıklarının bir zenginlik olduğunu haykırmaya devam edecek. Biz dağa çıkmak üzere olan bir genci bu düşüncesinden vazgeçirebiliyorsak, dağa çıkmış bir insanımızı dağdan indirebiliyorsak dizi hedefine ulaşmış olacak. Bu amaca hizmet etmek için bütün ekibimle gayret ediyorum" dedi.
Öğrencilerin sorularını içtenlikle cevaplandıran Asan, “Çok zor şartlar altında çekimleri sürdürüyoruz. Konya'nın soğuğu malum, Kimi zaman -12 santigrat derece havada ve 18 saatlik bir çalışma sonrasında dizi yayına hazırlandı." diye konuştu.

Dizide Hemşire rolünde oynayan Müjgan Gönül Tek Türkiye dizisinin kendisi için ilk dizi çalışması olduğunu aktararak, böyle bir çalışmada yer aldığı için gurur duyduğunu belirtti.

19 Mart 2009 Perşembe

TIP ÖĞRENCİLERİ DOKTOR TARIK'I NASIL BULUYOR?


“Doktor Tarık, bize öğretmen oldu”

Samanyolu Televizyonunda yayınlanan ve yayınlandığı günden bu yana reyting sıralamasında hep üstlerde olan, kendinden oldukça bahsettiren yapım Tek Türkiye dizisi, en az medya dünyasında olduğu kadar Tıp Fakültesi öğrencileri arasında da konuşuluyor.
Dizinin başrol oyuncularından Ozan Çobanoğlu’nun katıldığı bir programda Ozan Bey, “Diziyi seyrettikten sonra tayinini doğuya isteyeceğini belirten birçok Tıp öğrencisi oldu. Bunlar bizzat beni arayıp, dizinin mantığı için teşekkür edip, kendileri de Doktor Tarık gibi, Doğuda ülkemizin tekliği için çalışmak istediklerini dile getiriyorlar” demişti.
Bizde bunun üzerine Tıp öğrencilerine, Tek Türkiye’nin Doktor Tarık’ını sorduk. Güneydoğu’dan bir üniversitemiz Gaziantep Tıp Fakültesi öğrencileri Doktor Tarık karakteri hakkında çok renkli ve etkileyici düşüncelere sahip.



Neden Tek Türkiye dizisinde kahraman olan bir doktor. Neden asker değil, polis değil de bir doktor?

Çünkü askerin, polisin görevi zaten vatanı korumak. Onların görevi o... Yeri geldiği zaman vatan için canını vermek, huzur ve güven için düşmanları etkisiz hale getirmek. Her asker ve polis görevini ifa ettiği sürece bir kahramandır. Fedakârlıktan daha çok bu bir görevdir. Ama doktorun görevi sadece hayat kurtarmaktır. Acı çekenin acısını dindirmektir. Görevi sadece hayat kurtarmak olan bir doktor, sağlık alanının dışında da siyasi olarak ta hayat kurtarmaya atılıyor. Daha çok canlar yanmasın diye, düzeni baştan değiştirmeye kalkıyor. İşte bu doktorun yaptığı fedakârlık oluyor.

Doktor, herkesin ihtiyaç hissettiği biridir. Herkesin ihtiyaç duyduğu biri tabiî ki daha genel bir kahraman olur. Doktor, insanın en muhtaç ve aciz olduğu anda ona güç vermek için vardır. Her doktor bir insanın kahramanı, Doktor Tarıklar ise Tek Türkiye’nin kahramanlarıdır.

Bu arada şunu da söylemek istiyorum, belki bu yazıyı okuyan arkadaşlarımız “ne yani tıpçı olmak her şey mi“ diye düşünebilir. Tabiî ki hayır. Bakın dizide Yıldız karakteri de doktor. Ama o bir örnek teşkil etmiyor. Onun gibi doktor olacağına bir insan, insan gibi dağda çoban olsun daha faydalı. Yani iş doktor olmakla sınırlı değil. İş bilgini doğru yolda ve kardeşlik için kullanmakta.

Tek Türkiye ve Doktor Tarık sizi nasıl etkiledi?

Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyim. Ve 5 yıldır Samanyolu Televizyonunun sıkı takipçisiyim. İlk Mavi Rüya ile başladı Samanyolu dizilerinin farkını anlamam. İnsanlara görevlerinin önemi gösteriyor. Öğretmenin, polisin, doktorun, hemşirenin, gazetecinin. Tıp Fakültesini kazanıp okumaya başladıktan sonra Doktor Tarık karakterinden inanılmaz etkilendim. Bir doktor, bir değil binlerce hayat kurtarır, bir doktor düzeni değiştirir mantığını yakaladım. Şuan Gaziantep’ de okuyorum ve mezun olup göreve başlayınca muhakkak doğu illerinde doktorluk yapmak istiyorum. Tek Türkiye, Kürt ve Türk sözcüklerini daha da genişletti zihnimde. Bir insanın neden dağa çıkar tarafını gösterdi. Daha keskin çizgilerim vardı terör hakkında, suçlu sadece bir gruptu gözümde. Ama şimdi işin en ince ayrıntılarını da görmüş olduk.

Doğuya kesinlikle daha çok doktor ve medikal malzeme götürülmeli. İşte dizi bizde bu etkileri yapıyor. Seyrediyor eksiklikleri görüyoruz ve mezuniyet sonramızı düşünüyoruz bu eksiklikleri nasıl tamamlayabiliriz diye. Hatta durumu biraz abartmış gözükmeyelim ama Tek Türkiye’nin hikâyesi üzerine bile derin düşüncelere giriyoruz. Aramızda tartışıyoruz. Doktor Tarık, sonunda böyle olmalı, şöyle olmalı diye. Bu dizi biz tıp öğrencilerini hem sosyalleştirdi, hem de görev bilincimizi genişletti. Doktor Tarık, bizim için bir nevi öğretmen oldu diyebiliriz. (Mustafa Dağlı- Gaziantep Tıp Fakültesi 2. Sınıf)

Doktor Tarık abartılı bir kahraman mı sizce?

Belki birçoğu için öyle gelebilir bilemiyorum ama bence hiç de abartılı değil. Çünkü Tarık, doktorluk mesleğini sadece para ve rehavet için yapanlara ve doktorluğu sadece böyle zannedenlere çok güzel cevap oldu. Ve ayrıca bu kahraman bizim de bakış açımızı değiştirdi. Ben aslen Aydınlıyım. Ve eskiden Kürt ile terörist aynıydı benim gözümde. Kürt ise kesin terörist, terörist ise kesin Kürttü. Bundan dolayı da doğuda görev yapmak asla istemiyordum. Birde şehit yakınıyım. Kuzenim şehit oldu. Ondan dolayı da daha büyük hınç ve nefret vardı. Ama bu dizide gördüklerimden anladım ki çok yanlış kişilere kin beslemişiz. Bizim gibi düşünen nice değerli Kürt kardeşlerimiz varmış. Şimdi mezun olur olmaz özellikle doğuda Kürt kardeşlerim için çalışmayı ve birlik mesajları vermeyi istiyorum.

Gerçek Doktor Tarıklar var mıdır sizce?

Olmasaydı ülkemizde Doğu sorunu bu kadar güzel çözümlenmeye başlamazdı. Kendimi onun yerine koyduğumda çok zor Doktor Tarık gibi olmam. Ama demek ki öyle idealist tipler varmış ki şimdilerde bu konular bu kadar net gün yüzüne çıkıyor.

Terör meselesinin çözümlenmesinde Doktorlara cidden bu kadar önemli bir görev paylaşımı düşüyor mu?

Tabi ki düşüyor. Öğretmenlere, imamlara, hemşirelere, doktorlara en az askere düşen görev kadar büyük görev düşüyor. Hatta bence daha fazla. Çünkü doğu illerimizde askerden korkuluyor. Şu gün Mardin de öğretmen tanıdığımın dediği asker köye geldiği zaman bütün köylü korku içine giriyorlarmış. Böyle bir alt yapı maalesef oluşmuş. Madem askerle, köylü arasında böyle bir iletişim sorunu var, görev doktora, öğretmene, imama düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti öyle ya da böyle çok dikkatli bir şekilde korunmalı.

Diğer dizilerde bu konuya eğilmeli mi sizce?

Keşke öyle bir şey olsa. İlk Kurtlar Vadisinden çok ümitlendik. Derin devleti, karanlık hesaplaşmaları çok iyi gösterdi. Ama son iki bölümdür Ergenekon olayını sempatik göstermeye ve yumuşatmaya çalıştıklarını fark ettim. Daha takip etmiyorum. Vatan, millet meselesi oyuncak değil. Terör örgütü olan ister PKK olsun ister ETÖ fark etmez, hepsinin üzerine gidilmeli. Biz Doktor Tarık’tan bunu öğrendik. Bilinçlendik. Dizide gereken önemi görüyor yeterli bir seyirciye ulaşmış. İnanın Tek Türkiye dizisi başladığı saatte Aydın’da sokakta kimse kalmıyor. Kahvehaneler de bile eğer birileri varsa muhakkak Samanyolu açılmış ve Tek Türkiye izleniyor. Türkiye insanı gerçekten zekidir. Buna inanıyorum. Tıp öğrencisi olarak, gerçekleri bu kadar güzel dile getirdiği için Tek Türkiye ekibine çok teşekkür ediyorum. Ve izledikleri yolda sonuna kadar gitsinler diyorum. Gitsinler ki biz gelecek nesil doktorları ve diğer meslek erbapları “ Tek Türkiye” miz için neler yapmamız gerektiğini görelim. (Özcan Akkuş- Gaziantep Tıp Fakültesi 2. Sınıf)

http://www.samanyoluhaber.com/haber-142448.html

18 Mart 2009 Çarşamba

TEK TÜRKİYE 61. BÖLÜM

Tek Türkiye, 61. Bölümüyle ekrana geliyor.

Her şey gittikçe daha karışıyor!...

Çetin tarafından işkence odasına götürülen Tarık, hiçbir şekilde Çetin’in isteklerini yerine getirmez. Çetin, Tarık’ı ölümle korkutamayacağını anlayınca, onu en hassas yerinden yakalar ve annesinin hayatı ile tehdit eder. Zelal, Tarık’ı kurtarmak için elinden geleni yaparken, en sonunda Çetin’in tuzağına düşer. Tarık için her şey daha da zor bir hal alır. Botan ve Şivan ise Sağırsu köyünü tamamen teslim almıştır. Şimdi köylüye Doktor Tarık yerine Doktor Yıldız’ı kabullendirmek zorundalar. Bu aksiyon sürerken bir yandan da Berfin ve Yılmaz’ı, Zilan sürprizi beklemektedir!.. Tek Türkiye, Perşembe akşamı 19.40'ta Samanyolu'nda. İyi seyirler...

Kaynak: Tek Türkiye 61. Bölüm

Fragman eklenecektir...

16 Mart 2009 Pazartesi

TEK TÜRKİYE RÖPORTAJI

Yeni Şafak Pazar Konya'da çekilen Tek Türkiye setindeydi

Konya'da çekilen Tek Türkiye dizisi reyting rekorlarından sonra şimdi de ziyaretçi rekoru kırıyor. Isparta'dan, Ankara'dan, Mardin'den, Diyarbakır'dan, İstanbul'dan kısacası Türkiye'nin her yerinden otobüslerle Tek Türkiye setini ziyarete gelen hayran kitlesi, ellerinde cep telefonları, fotoğraf makinaları, dizinin oyuncularıyla aynı kareye girmek için adeta yarışıyorlar. Pazar günleri o kadar yoğun bir ilgi var ki, oyuncuları yakalayan hayranlarının her biri bir taraftan “Fotoğraf çektirelim” diye çekiştiriyor. Bu yüzden Pazar günlerinin ismi oyuncular arasında espriyle karışık “Kanlı Pazar” olarak geçiyor. Doğu ve Güneydoğu'da tek Türkiye çok izleniyor. Dizi başladığında sokaklar tenhalaşıyor. Bazı aileler arabaları ile set ekibinin arkasına takılıp tüm hafta sonu çekimleri izliyor. Ben de belki bir kare çektirebilirim ve “Neden bu dizi bu kadar izleniyor?” sorusuna cevap bulabilirim umuduyla Tek Türkiye setine koştum. Hayranlarının arasından çekip kaçırabildiğim oyuncularla konuştum, setin havasını kokladım, mağaralardan aşağı yuvarlanmamaya çalıştım ve evet fotoğraf çektirdim.


KOYUNLAR YÜRÜYÜÜNNN


Tek Türkiye tarihi 6000 yıl öncesine uzanan Sille ve Tatköy'de çekiliyor. Buradaki dağlara oyulmuş mağaralar, pek çoğunda günlük hayatın devam ettiği köy evleri ve köyün doğası çekim için doğal bir plato oluşturuyor. Şartlar zaman zaman epey zorlu oluyor. Bizzat şahit olduğum toz fırtınaları ve soğuk bunlardan ikisi sadece. Soğuktan korunabilmek için teknik ekibe özel kıyafetler yaptırılmış. Çünkü sabahın 7'sinden gecenin 12'sine kadar dağ bayır çalışıyorlar. Yine de çok neşeli ve esprililer. Köyde ilginç manzaralarla karşılaşmanız olası. Yolda ellerinde tüfekle yan yana yürüyen terörist ve özel tim mensuplarını ya da 40- 50 tane köylü kadın görürseniz şaşırmayın. Onlar figürasyon. Köyün çocuklarının pek çoğu dizide birkaç kez rol almış. Köyün eşekleri, koyunları, köpekleri de yeri geldiğinde dizide yerini alıyor. Koyunları kamera önünde tutmak da teknik ekibe kalıyor: “Koyunlar yürüyünnnn.”


REYTİNG KAYGISI YOK


Tek Türkiye setinde görüştüğüm hemen hemen herkes reyting kaygılarının olmadığını ama bir amaçları olduğunu söylüyor: Halkı teröre karşı bilinçlendirmek. Samimiyetlerinin ekrana yansıdığı ve seyircinin de bunun farkında olduğu için reytinglerde en üst sıralarda yer aldıklarını düşünüyorlar. Birleştikleri başka bir nokta da, Tek Türkiye'nin bütçesinin nispeten mütevazi olmasına rağmen, bir dizinin başarılı olması için gereken her şeyin en iyisine sahip olduğu; hikaye, kostüm, teknik ekip, cast, yönetmen, dekor… hepsinin birbirini tamamladığını söylüyorlar. Kostümler Doğu illerinde bir aylık bir süre içinde yapılan çalışmalar sonucunda, 15.000 metre kumaş harcanarak yapılmış. Oyuncuların pek çoğu devlet tiyatrolarında görevli sanatçılar. Tek Türkiye'nin hikayesi, yaşanmış olayları, gerçekleri yansıtıyor. Öyle ki çekilen bir sahnenin aynen gerçekleştiğini, bir iki hafta sonra gazetede okuyunca şaşırıp kalıyorlar. Belki de çok izlenmesinin sırrı bu; içten, hayatın taa içinden olması.Reytingde zirveyi zorlayan Tek Türkiye dizisinin setine, Türkiye'nin dört bir yanından akın akın ziyaretçi yağıyor. Oyuncularla bir kare fotoğraf alabilmek için izdiham oluşturan hayranlar, en küçük rolde oynayan karakterlere bile yoğun sevgi gösteriyor. Milletin hassas noktasına dokunan 'kötü karakterli' oyuncular arasında kafasına elma, suratına tokat yiyen var

Dila Hemşire / Müjgan Gönül

Şöhrete alışamadım

İzleyicinin Dila Hemşire'yi evlerinin kızı gibi gördüklerini anlatan Müjgan Gönül, dizinin “Gençler nasıl kandırılıyor? Nasıl ellerine silah alıyorlar?” sorularını cevapladığı için çok izlendiğini söylüyor. Dila'nın örgüt tarafından kaçırılması sahnesinde 3 kere pisliğe bulanıp, 3 kere temizlenen Gönül, Dila adına aksiyonu sevdiğini söyleyerek aksiyon sahnelerine de göz kırpıyor. Gönül için günlük hayatında tanınan bir sima olmak ilginç bir durum olmuş. Alışmaya çalışıyor.Şivan / Süleyman KaradağSevilen kötü adamDizinin kötü adamı Şivan'ı canlandıran Süleyman Karadağ çok seviliyor. Karadağ Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde dizinin yayına girdiği saatlerde sokakların boşaldığını söylüyor. “Diziden teklif geldiğinde ilk etapta çekindim, anlaşmamız uzun sürdü. Çünkü sıcak bir gündem, 12 şehit vardı. Ama ülkeme hizmet için kabul ettim” diyor.

Dr. Tarık / Ozan Çobanoğlu

Tek Türkiye farklı bir resim veriyor

Dizinin başrollerinden biri olan Dr. Tarık'ı canlandıran Ozan Çobanoğlu, Konya Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Rolüne hazırlanırken bir ay boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu gezmiş. Sağlık ocaklarındaki doktorlarla görüşmüş. Özel bir hastanede ameliyatlara katılmış. Çobanoğlu, dizi senaryosunu okuduğunda bu hikayenin kalburüstü olduğunu anlamış ve dizinin bu kadar tutacağını tahmin etmiş. Çobanoğlu, başlarda olmayan reyting kaygısının kendisi için artık var olduğunu ifade ediyor. Günde en az bir film izleyerek kendini geliştiren Çobanoğlu, dizinin sık sık karşılaştırıldığı Kurtlar Vadisi'ni seyretme imkanı olmadığını ancak daha büyük bir prodüksiyon olarak gözüktüğünü anlatıyor. Çobanoğlu'ya göre aralarındaki en büyük fark, Tek Türkiye'nin insanlara daha önce bilmedikleri ve görmedikleri farklı bir resim vermesi, farklı bir dünyaya götürmesi.Berfin / Özgül SağdıçBeni gören teyzeler ağlamaya başlıyordu“Üşürken üşümeyi oynamıyoruz. Gerçekten üşüyoruz. Bu da dizinin gerçekçi ve doğal olmasını sağlıyor.” diyen Özgül Sağdıç, dizide başına gelmeyenin kalmadığı Berfin karakterini oynuyor. Berfin'in kandırılarak örgüte katıldığını herkesin bildiğini söyleyen Sağdıç, seyirci tepkisini “Beni görünce ağlayan teyzeler vardı.” diye anlatıyor. Sağdıç; “Biz çekim yaparken akşam otele gidiyorduk ama yine de çok zorlandım. Bir insan nasıl o şartlarda yaşamayı seçer, anlamak mümkün değil.”, diyor.

Salih Asan / Yapımcı

Tek Türkiye Sivasspor gibi

Dizinin yapımcısı Salih Asan, kendilerini Sivasspor ile özdeşleştiriyor. “Sivasspor Süperlig'de 1. sırada. Biz de Samanyolu olarak Süperlig'deyiz ama Anadolu takımı olduğumuz için bizi görmek, bahsetmek istemiyorlar.” diyor. Reyting kaygılarının olmadığını, tek kaygılarının “kardeşliği tesis etmek” olduğunu söylüyor Asan; “Dağa çıkma düşüncesi içinde olan bir genci vazgeçirebiliyorsak, bir genci dağdan indirebiliyorsak gerçek reytinge ulaşmışız demektir.” Tek Türkiye'de polisin ve askerin olmadığı eleştirilerini, dizinin geçtiği bölgenin zaten asker ve polisin ulaşamadığı, yolun, telefonun bulunmadığı bir coğrafya olduğunu söyleyerek cevaplıyor Asan. Dizideki şiddetin dozuyla ilgili de “Şiddeti fazla bulanlar, gecenin ikinci yarısında silah sesiyle yatağından fırlayan insanlar mı? Yoksa bizim gibi Batı'da yaşayanlar mı? Şiddet haberlerde olduğu kadar var.” diyor. Bütçelerinin mütevazi olduğunu da kabul etmeyen Asan, “Böyle bir işin mütevazi bir bütçeyle yapılması mümkün değil.” diyor. Asan, “Bunu söyleyen arkadaşlara bu teknik imkanları ve 70 bin lira vereceğim. Yapabiliyorlarsa gelsin çeksinler bu diziyi.” diyor. Dizide özel olarak gerçeğine çok yakın silahlar yaptırılmış. Dizinin son günlerde gerçek silah kullandıkları ile ilgili haberlere de “Usülsüz bir şey yok ortada. Mevzuat çerçevesinde devletin yetkili kurumlarına başvuruyorsunuz. Uygun görürlerse yardımcı oluyorlar.", diyor.

Örgüt doktoru Selma / Tuğçe Doraz

Senaryo gerçekçi
“Selma her şeyden önce doktor. Örgütün yaptığı eylemlere içten içe üzülüyor.” diyen Tuğçe Doraz, ilerleyen bölümlerde Dr. Selma'nın yanlışını anlayıp dağdan inişini izleyeceğimizi anlatıyor. Doraz, “Senaryo bana gerçekçi geliyor çünkü gerçek hayatta da cahillikten örgüte katılanlar var. Eğitimli ama beyni yıkanan insanlar var. Yoksulluktan dağa çıkıyor ama insaniyet öne çıkıyor, oradaki koşulları görüp yeniden geri dönenler var.” diyor.

Ayten / Gamze Karababa
Silahtan korkarım

Çok duygusal bir insan olduğunu söyleyen ve silahtan korkan Gamze Karababa, dizide terör örgütü mensubu Ayten'i oynuyor. Karababa, ilk başta şiddet içeren sahnelerde karşısındaki kişinin canını acıtacağından korkmuş. İlkokulu basıp öğretmen ve öğrencileri öldürme sahnesini çektikten sonra ise çok ağlamış. “Bunun bir dizi olduğunu biliyorsunuz ama normal hayatta da böyle şeyler olduğunu bilmek insanı acıtıyor.” diyor. Ayten'in öldürdüklerine tükürmesi ve pis pis sırıtması onu daha çok nefret edilen bir karakter yapmış. “İlk başta çok tepki alıyorum ama benimle konuşup, gördükten sonra sarılıp, 'Hakkını helal et' diyenler var. Bir gün Ankara'da bir oyuna gittim. Birden bir teyze bir tokat patlattı. 'İnsanları nasıl öldürüyorsun, kıyıyorsun.' diye.”

Çetin / Ergün Kuyucu

İnşallah benim gibisi yoktur!

Turizmcilik ve doğal taş ihracatı yapan Ergün Kuyucu oyunculuğa Gönül Salıncağı dizisinde bir arkadaşının ricası üzerine başlamış. Kollama dizisindeki rolü ise tutulmuş, yani seyirci baya nefret etmiş kötü adam karakterinde. Tek Türkiye'de canlandırdığı karakterin sertliğinden olsa gerek, onu görünce ürken, çekinenler oluyormuş. Askerin içindeki yoldan çıkanları canlandıran Kuyucu, “ Oynadığım karakter asker kökenli ve asker vuruyor. Zehirlenmiş insanlar vardır elbet. Ama ne kadar olursa olsun Türk ordusundan bir subayın asker vurabileceğine inanmıyorum. Umarım yoktur.”diyor.

Botan / Kadim Yaşar

Terörist sadece dağda değil

Setin neşe kaynağı olan Kadim Yaşar, Botan karakteri ile bir terör örgütü mensubunu canlandırıyor. Teröristlerin dünyanın her yerinde olduğunu söyleyen Yaşar, “Dağdaki de beyaz yakalı da aynı işi görüyor.” diyor. Türkiye'de sanatın çok zor olduğunu anlatan Yaşar, “Ancak bu işi yaparken varolabildiğimi düşündüğüm için çok üzerine gidiyorum. Ben bu rolde insanların yapmaması gerekenleri gösteriyorum.” Diye anlatıyor hislerini.

Sabo Ağa / Çetin Azer

İyi, kötü, çirkin...

Dizideki karakterleri iyi, kötü ve çirkin olarak nitelendiren Çetin Azer canlandırdığı Sabo Ağa'nın çirkinlerden olduğunu, çünkü kandırılmış insanlar üzerinde rant elde etmeye çalıştığını söylüyor. Azer, “İyi insanların değerini ortaya çıkaran, kötü karakterlerdir. Ne kadar antipatik olur, ne kadar kötü olursam, iyilerin değerini daha iyi anlatabilirim. İnşallah rahmetli Erol Taş'ın eriştiği mutluluklara ben de erişirim.” diyor.

Yönetmen Naci Çelik Berksoy

Hareketi seviyorum

Dizinin başarısını değerlendirirken “İç yapımlar her zaman daha başarılı olur çünkü kar amacı gütmez.” diyen Naci Çelik Berksoy, diğer dizilerdeki önemli oyuncuların aldığı kadar bir bütçeleri olduğunun altını çiziyor. “Önemli olan projenin sağlamlığı, senaryonun dengeli olması. Dekor olarak kullandığımız doğa çok iyi, kostüm iyi, renkli ve otantik, cast iyi, oyuncular iyi, teknik ekip iyi. Bir dizi yapıyoruz, bir masal, hikaye anlatıyoruz ve çok önemli konulara değiniyoruz.” diyor. Dizide diğerlerinden farklı olarak olayların çok hızlı ilerlediğini anlatan Berksoy, “Belki de başarı burada yatıyor.”, diyor. Çekimlerde iyi resim almaya çalıştığını söyleyen Berksoy, “Hareketli oyun almaya çalışıyorum. Hem kamera, hem oyuncu hareketli olmalı. Sofra sahnesi varsa mutsuz olurum ben.” diyor.


15 Mart 2009 Pazar

TEK TÜRKİYE OZAN ÇOBANOĞLU RÖPORTAJI

Tek Türkiye'den Vadi'ye yaylım ateşi - Bugün Gazetesi

Türkiye'nin gerçeklerini cesaretle dile getiren 'Tek Türkiye' dizisinin kahraman doktoru Ozan Çobanoğlu, Kurtlar Vadisi'nin Polat'ına meydan okudu.
"Kahramanlık Tarık'a daha çok yakışıyor. Necati Şaşmaz ortalama bir oyuncu, daha çok yolu var"dedi...
Samanyolu televizyonunda yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisinde 'Doktor Tarık' karakterini canlandıran Ozan Çobanoğlu, BUGÜN'e özel açıklamalar yaptı. Milyonların hayranlığını kazanan Çobanoğlu, Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı Necati Şaşmaz ile ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. İşte Çobanoğlu'nun ses getirecek sözleri...
'Tek Türkiye'de 'Doktor Tarık' rolünde oynuyorsunuz, gerçek hayatta sizi doktor zannedenler oluyor mu?
Çoğu benim özel bir hastanede doktor olduğumu sanıyor. Doktor olmadığımı öğrenince hayal kırıklığına uğruyorlar. Kızlar yoğun ilgi gösteriyorlar.
Bir röportajınızda "Şöhret olmayan çok iyi oyuncular var. Bu yüzden öne çıkamıyorlar" demişsiniz...
Evet, şöhret olmak iyi oyuncu olmak değildir. Ama çok kötü bir oyuncu da şöhret olabilir. Bence işe bakılmalı. Oradaki oyuncu ne kadar samimi ne kadar gerçek. Star olsa da ne kadar insan olduğu daha önemli...
TÜRKİYE’DE ÇOK STAR YOK
Bir star nasıl olmalıdır?
Önce insan olmalıdır. Türkiye'de çok da star yok aslında. Star, yıldız demek. Yıldız her yerden görülür. Ben star değilim, oyuncuyum. Diziye geçelim isterseniz. Kurtlar Vadisi ile Tek Türkiye'nin karşılaştırılması doğru mu? Her ikisi de perşembe günleri aynı saatte yayınlanan ve en çok izlenen iki dizi. Mukayese edilmesinin en önemli nedenlerinden biri. Bir de içerik olarak devletin aksayan taraflarını, devletin görünmeyen taraflarını göstermeye çalışıyor. Kurtlar Vadisi yüksek bütçeli bir dizidir. Çok iyi oyuncular var orada.
SİLAHI ÖVMÜYORUZ
Polat Alemdar'ın belinde tabancası var, doktor Tarık eline silahı ne zaman alacak?
54 bölüm silah tutmadım. Bütün köy halkı mağdur durumdayken doktor Tarık onları savunmak için silahı eline aldı. Biz silahı övmüyoruz, meth etmiyoruz.
Necati Şaşmaz'ı nasıl buluyorsunuz?
Necati Şaşmaz, ciddiye alıyor işini, daha iyi olmak için çaba gösteriyor. Ama kat etmesi gereken çok yol var. Türkiye'nin en iyi oyuncularından biri demem ama kötü de değil. Ortalama bir yerde. Kahramanlık hangisine daha çok yakışıyor, Polat'a mı Tarık'a mı? Tarık'a kahramanlık daha çok yakışıyor. Çünkü milyon dolarlar teklif ediyorlar ama köyünde kalıyor.
Karabekir Paşa olmak...
Hayalini kurduğunuz, oynamak istediğiniz bir rol var mı?
Türkiye'de büyük isim olmuş insanların hayatlarını oynamak isterim. Bir biyografi oynamak istiyorum. O karakter şimdiye kadar oynanmamış biri olsun isterim. Mesela, Kazım Karabekir Paşa'yı oynamak isterim. Kuvayi Milliye dönemindeki lider vasfıyla Doğu Anadolu'yu Rus işgalinden kurtarıyor.
Bilinmeyen yönleri...
Hangi takımı tutuyor: Beşiktaş.
Burcu: Kova, burçlara inanıyor.
Uğurlu sayısı: 9
Doğum tarihi: 6 Şubat 1980
Sevdiği renk: Siyah ve mavi.
Tatil için nereleri tercih eder: Konya'ya yakın diye Antalya'yı tercih ediyor.
Tatilde ne yapıyor: Kitap okuyup, bol bol yüzüyor.
Hobileri: Bol bol film izlemek.
Tiyatro aşkı lisede başladı
Ozan Çobanoğlu kimdir? 1980 yılında Kars' ta doğdum. 29 yaşındayım. 13 yaşıma kadar Kars'ta yaşadım sonra Ankara'ya taşındık. Liseyle birlikte tiyatro serüvenim başladı. 2004’ te Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldum. 2005 yılında kadrolu olarak Konya Devlet Tiyatrosu'na girdim. Babam halk ozanıdır; Murat Çobanoğlu. 'Kiziroğlu Mustafa Bey'in bestesini o yaptı.
Röportaj: Şebnem ÖZUZCAN

Kaynak: Tek Türkiye Ozan Çobanoğlu Röportajı

14 Mart 2009 Cumartesi

TEK TÜRKİYE'NİN ŞİVAN'INDAN SEVENLERİNE BÜYÜK SÜRPRİZ!

TEK TÜRKİYE'NİN ŞİVAN'INDAN SEVENLERİNE BÜYÜK SÜRPRİZ!

Şivan’ı nasıl bir son beklemeli sorusuna Şivan karakteri ile tanınan Süleyman Karadağ bakın nasıl cevap verdi..Samanyolu Televizyonun sunduğu Yeşil Elma programın konuğu, Tek Türkiye dizisinde oynadığı Şivan karakteri ile tanınan Süleyman Karadağ ve Yıldız karakteri ile Tuğçe Doras oldu. Oldukça keyifli bir program ardından Süleyman Bey ve Tuğçe Hanım süpriz açıklamalarda bulundular. Yemeklerle arasının oldukça iyi olduğunu belirten Süleyman Bey, program sunucusu Oktay Aymelek’in dilsizi bile programında konuşturabilecek yeteneğe sahip olduğunu söyledi. Kendisi Karslı olan oyuncu, Kars mutfağının oldukça renkli ve lezzetli olduğunu belirterek Yeşil Elma’da da her bölgeden lezzetler görmenin çok bütünleştirici olduğunu vurguladı. Yeşil Elma programında etkileyici bir şiir ile final yaparak şiire olan ilgisini gösteren Süleyman Karadağ, sevenlerine büyük bir sürpriz hazırlamış. 2,5 yıldır üzerinde çalıştığı genel ve sosyal içerikli bir şiir kitabını bu yaz piyasa sürecek. Ayrıca “Kalıngiller” adı altında doğuda yaşayan bir aileyi ele alan sit com çalışması var. Hiçbir sıkıntısı olmayan ama şöhret olma hevesi yüzünden mutsuz olan bir ailenin komedi türünden ekranlara yansıması olan Kalıngiller, yayınlanacağı günü bekliyor. Diziye yeni katılan Tuğçe Hanım ise ekipten ve çalıştığı kurumdan oldukça memnun. Yeşil Elma programından da oldukça keyif aldığını belirten Tuğçe Hanım, “Samanyolu Yayın Grubu ile bu ilk çalışmam ama çok kısa zamanda adapte olabileceğim kadar sıcak bir ekibimiz var” dedi. Her iki oyuncuda Türkiye’nin Tek Türkiye projesine çok büyük ihtiyaç duyduğunu belirterek, keşke on yıl önce çekilseydi bu dizi şimdilerde sebep olduğu olumlu gelişmelere yıllar öncesinden ulaşmış olurduk dedi. Şivan’ı nasıl bir son beklemeli sorusuna Süleyman Bey, Şivan’ı eğer asker vurursa Şivan, kahraman olur, mahkeme yargılarsa da öyle. Ama Şivan, Dila’ya olan aşkı ile gerçeği bulursa işte o zaman Şivan karakteri doğru bir örnek olmuş olur diye cevap verdi.
Kaynak: Tek Türkiye

EĞİTİMLİ TİYATROCULARIN DEĞERİNİN BİLİNDİĞİ TEK KANAL SAMANYOLU TELEVİZYONU..!

EĞİTİMLİ TİYATROCULARIN DEĞERİNİN BİLİNDİĞİ TEK KANAL SAMANYOLU TELEVİZYONU..!

Birincilik tahtına oturan, ortalığı kasıp kavuran dizinin gözde oyuncularından!... Berfin, okullarda karne dağıtıyor, Zelal Kadın Yılın annesi seçiliyor, Tarık’a yılın oyuncusu deniliyor, Şivan, Muhtar, kanal kanal her yere konuk oluyor.. Okullar, kanallar onları konuşuyor peki ya onlar ne diyor?...
“Eğitimli tiyatrocuların değerinin bilindiği tek kanal Samanyolu Televizyonu”Samanyolu Televizyonu’nda yayınlanan ve haftalardır birinciliği kimseye kaptırmayan Tek Türkiye dizisinin oyuncuları dizi ve başarısı hakkında ne söyledi?
Dizide Yılmaz karakterini canlandıran 1983 Trabzon doğumlu Fatih Yurdakul, dizi çekiminin zaman kısıtlaması olduğundan tiyatroya nazaran daha zor olduğu belirtirken senaryonun sıcaklığı ve akıcılığından ve rolüne kendini oldukça kaptırdığından bu zorluğu da en güzel şekilde aştığını belirtiyor. Dizi başlamadan önce reytingi konusunda emin tahminlerde bulunamazken dizi çekime başlayıp, kadro ile tanışıp yönetmenlerinde azmini görünce kesinlikle iyi bir reyting alacağına inanmış. Bu arada Fatih Yurdakul, Samanyolu TV’nin ağırlıklı olarak tiyatrocuları oynatmasını takdir ettiğini belirtip ve “Bu konu zaten çok konuşulan bir konuydu, özellikle bu tarz başarılı yapımlara tiyatro oyuncularını tercih etmek dizinin kalitesini de daha artırdığından diğer medya kuruluşlarına da örnek olacağını düşünüyorum” dedi.
Dizinin Dila Hemşiresi Müjgan Gönül ise çok farklı bir hikâyeye sahip lise yıllarında okul müsamerelerinde gösterdiği yüksek performans müdürün ilgisini çekmiş onu sanata yönlendirmiş. İki yıl konservatuara hazırlık eğitimi almış. Tam konservatuara gireceği zaman bu başarılı oyuncu Kanal D tarafından fark edilmiş ve güzel bir yapımla teklif almış. Projeyi beğenip, kabul etmiş Müjgan Gönül. Hatta dizi yüzünden konservatuara ara vermiş. Fakat daha sonra uzun süreli bir çalışmaya rağmen proje gerçekleştirilmemiş ve anlaşmayı fes etmek zorunda kalmış. Bundan dolayı oyunculuğa darılan Müjgan’ ın gönlünü Samanyolu Televizyonunun gözdesi Tek Türkiye almış.. Oyuncu kadar ekibinde, mekânında çok önemli olduğuna değinen Müjgan Gönül, Tek Türkiye dizisinin mekânının da, ekibinde çok başarılı olduğunu belirtiyor. Özellikle görüntü yönetmeninin mükemmel bir disiplinle çalıştığını vurgulayan Müjgan Gönül, bu gayretler tabiî ki yüksek reyting getirir konu da oldukça güncel zaten diyor. Dizinin çekimleri sırasında kaybettiğimiz ünlü oyuncu Türker Tekin ise Halo İbrahim karakteri ile dizide yer almıştı. Türker Bey’in dizi hakkında ki yorumları ise şunlardı; “Samanyolu TV benimle irtibata geçti, bir projeden bahsetti. Senaryoyu okudum ve daha ilk okumamda Halo İbrahim karakterine ısındım. Magazinsel bir dizi değil de eğitici ve öğretici bir dizi olması da beni çok etkiledi. Halo İbrahimler çoğalsa memlekette savcıların işleri rahatlardı. ”Dizinin o zamanki yüksek reytingi hakkında, “Dizinin oyuncu kadrosunun %95’i belki daha fazlası konservatuar mezunu, yani çoğunluk Devlet tiyatrosu mezunu durum böyle olunca da başarı muhakkak” diyen, Ankara Devlet Konservatuar mezunu büyüğümüz Türker Tekin’i rahmetle anıyoruz.
Dizinin fedakâr doktoru Doktor Tarık karakterini oynayan Ozan Çobanoğlu, bir yandan Devlet Tiyatrosunda bir yandan dizide çalışarak oldukça yoğun bir tempoya sahip. Daha yeni baba olmanın heyecanını yaşayan Ozan Çobanoğlu, Tek Türkiye dizisinin tamamen sevgi üzerine kurulu olduğundan bahsediyor. Dizinin başarısında Cast biriminin de oldukça büyük payı olduğunu vurgulayan Çobanoğlu, çok eğitimli bir kadromuz var ve bu eğitimli oyunculara kendilerine uyum sağlayan rollerin dağıtımı da o kadar yerinde ki başarının gelmemesi imkânsız diyor. Sürekli kendini izleyip eksik yönlerini bulup en iyiye doğru gitmeye çalışan Çobanoğlu’nun azmine hayran kaldığı sanatçı Al Pacino. Şener Şen’i, Haluk Bilginer’i, Uğur Yücel’i dünya standartlarında oyuncular olarak değerlendiren oyuncu, bizim oyuncularımızın daha çok reklama ve maddi güce ihtiyacı var diyor.
Dizinin Zelal Kadını Özlem Akınözü, Hacettepe Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro mezunu. Dizide oldukça içli ve evlatları için büyük bir savaş veren anneyi canlandıran Özlem Akınözü, çekimlerin oldukça zor koşullarda geçtiği belirtiyor. Ama buna rağmen tıpkı diğer oyuncular gibi senaryonun akıcılığı ve rol aldığı karakterle çok ısınması sebebiyle işini başarı ile gerçekleştirebiliyor. Çekimler sırasında Konya Belediyesinin, ekiplerine oldukça destek olduğunu belirten Akınözü, yönetmenden de oldukça memnun. Oyuncu,“Bazen Zelal Kadın’ın tepkilerini yersiz buluyorum senaryoda, diyorum ki; Zelal güçlü kadındır vermez böyle tepki, sağ olsun yönetmenimizde “içinizdeki Zelal’i oynayın tamam” diyor. Haliyle o kadar birleşiyorum ki rolümle. Setteki Zelal ile Özlem arasında dağ gibi fark var” diyor.
Dizinin Muhtarı Sabri Özmener dizi ve kanal hakkında çok güzel yorumlar yapıyor. Samanyolu TV’de hayran kaldığım mantık reyting kaygısının cidden olmaması. Oyuncular zorlanmıyor reyting için. Sorsanız diğer kanallarda öyle ama reytinginiz olmasın direk proje yayından kaldırılıyor. Samanyolu TV’de bu yok. Mühim olan anlatılmak istenen 3-5 kişiye anlatılsa da olur mantığı.Bu eğitici ruh bizi de eğitiyor. Bizde ister istemez mükemmelleşiyoruz. Ayrıca günümüzde hep mankenlerin, şarkıcıların ya da yarışma programlarında tanınmış kişilerin büyük projelerde oynatılması hatta Devlet Tiyatrolarının varlığı olmalı mı olmamalı mı diye tartışılması varken, Samanyolu Televizyonunun, Devlet Tiyatrocularına bu kadar önem vermesi hem onları hem yapımları daha özel kılıyor. Hikâyecilerinden, yönetmenine kadar, cast’ından oyuncularına kadar hep eğitimli ve işinin erbapları ile çalışan Samanyolu Televizyonu, bünyesindeki oyuncularla bu kadar barışık olmasından hem iyi bir iş yaptığını hem de daha çok iyi işler yapacağını kanıtlıyor.



Tek Türkiye

TEK TÜRKİYE'NİN BAŞARISI HÜRRİYET'İ RAHATSIZ ETMİŞ

TEK TÜRKİYE'NİN BAŞARISI HÜRRİYET'İ RAHATSIZ ETMİŞ


İzlenme rekorları kıran Tek Türkiye dizisiyle ilgili Hürriyet Gazetesi çarpıtma bir habere imza attı. Samanyolu'nun sevilen dizisi Tek Türkiye, reyting ölçümlerinde sık sık en çok izlenen birinci program oluyor.
Dizinin bu başarısı Hürriyet gazetesini rahatsız etmişe benziyor. Gazete bugün, daha önce yaptığı binlerce yalan ve çarpıtma haberlerine bir yenisini daha ekledi. Hürriyet'in çarpıtma haberinde, bütün televizyon kanallarında yayınlanan dizilere uygulanan resmi prosedürün aynısının Tek Türkiye'ye uygulanması çarpıtılarak sanki Samanyolu Televizyonu’na bir ayrıcalık yapılmış gibi verildi.Oysa Emniyet Genel Müdürlüğü'nün konuyla ilgili bir genelgesi bulunuyor. Dizi ve filmlerde emniyetten yardım almak isteyen yapım şirketleri ve televizyon kanalları emniyete başvurarak taleplerini iletiyor. Onaylanması halinde de bu hizmetlerden yararlanılıyor. Durum böyleyken, Hürriyet haberinde, bu sıradan uygulamayı sanki Samanyolu Televizyonu'na yapılmış özel bir muamele gibi yansıtıyor.
Daha önce yayınlanan ve şu anda devam eden televizyon kanallarındaki dizilerde bunun örneklerini görmek mümkün. Kanal D, ATV ve TRT gibi bir çok kanalda yayınlanan dizilerde özellikle de polis dizilerinde Emniyet'ten bina ve silah ekipmanları konusunda yardım alınıyor. Kanal D'de yayınlanan "Ah Polis Olsam" dizisine emniyet panzer bile vermiş. Star televizyonunda yayınlanan Zeliha adlı dizinin çekimleri ise gerçek mekanda yani polis laboratuarında gerçekleştirilmiş.
Yapımcı Salih Asan, Konya İl Emniyet Müdürlüğü ve Konya Valiliği'ne başvurarak, devletin terörle mücadelesini konu alan Tek Türkiye dizisinde kullanmak için birkaç silah talebinde bulunduklarını ve mevzuat uygun izin doğrultusunda da Emniyet görevlilerinin nezaretinde bazı silahları dizide kullanıldıklarını söylüyor. Bütün televizyon kanalları ve yapım şirketleri için geçerli olan bir uygulamayı sanki sadece Samanyolu'na sağlanan bir imkanmış gibi çarpıtan gazete haberi yanlış bilgilerle dolu. Dizi için değişik zamanlarda Emniyetten birkaç tane kalaşnikof olarak bilinen AK-47 silahları kiralanırken, haberde, sanki dizideki bütün emitasyon silahlar gerçekmiş gibi verilmiş. Gerçek olmayan M-16 otomatik tüfeklerin ve kuru sıkı olan tabancaların emniyetten kiralandığı bilgisi ise tamamen yanlış.
Tek Türkiye dizisinin yayınlandığı saatlerde milyonlarca seyirci Samanyolu'na kilitleniyor. Karanlık Kurul'un yönlendirdiği terör örgütüne karşı, bölge halkının birlik ve beraberlik içinde yaptığı mücadeleyi ekrana taşıyan Tek Türkiye her hafta izlenme rekorları kırıyor.


Kaynak: Hürriyet'e tokat gibi cevap

ŞİMDİ HEDEFTE 'TEK TÜRKİYE' VAR

Şimdi hedefte 'Tek Türkiye' var...

Medya dünyasında çark "centilmenlik" kuralları çerçevesinde dönmüyor. Kim daha çok "bağırıyor", daha çok "plan" yapıyor ya da daha çok "oyun" kuruyorsa o kazanıyor.Çünkü medya dünyasının özellikle televizyonların tek gelir kaynağı reklam. Televizyon yöneticileri ekonomik krizle daralan pastadan daha çok pay alabilmek için rakiplerini "yıpratma" taktiğini tercih ediyor.Kendi evinin önüne temizlemeden başkasının evinde "pislik" arıyor. En çok izlenen programlar da bu arayışta "dekor" oluyor. Şimdilerde Samanyolu televizyonunun reyting rekorları kıran "Tek Türkiye" dizisi bu kavgada başrole oturmuş durumda.Televizyon dünyasının tekeli olma yolunda ilerleyen bir grup bir kaç gündür diziyi yıpratacak haberler yayınlıyor. Sadece bu grupta çıkan haberlere göre Emniyet bu diziye gerçek silah vermiş ve özel harekat polislerini de figüran olarak kullandırmıştı.Aynı grubun en çok izlenen iki dizisinin başrolündeki kahramanlarının polisi oynadığını hatırlatıp geçelim. O dizilerin sonunda en büyük teşekkürü ise normal olrak "Emniyet Müdürlüğü"nün aldığını da bir yere not edelim.
Emniyet'in yaptığı rutin bir uygulama... Destek isteyen her proje değerlendiriyor. Bunu söyleyen ise Tek Türkiye'nin yapımcısı yapımcı Salih Asan. Asan, bütün televizyon kanalları ve yapım şirketleri için geçerli olan uygulamanın sadece Samanyolu'na sağlanan bir imkânmış gibi gösterilmesini en kibar deyimle "maksatlı" buluyor.Televizyon kanallarında çekilen polis dizilerinde Emniyet'ten bina ve silah ekipmanları konusunda yardım alındığını ve Kanal D'de yayınlanan "Ah Polis Olsam" dizisine emniyetin panzer verdiğini, Star televizyonunda yayınlanan "Zeliha" adlı dizinin çekimlerinin ise gerçek mekanda yani polis laboratuarında gerçekleştirildiğini belirtiyor.Daha önce bu senaryo çok yaşandıTek Türkiye'nin bugün yaşadıkları hiç de yabancımız değil. Yakın geçmişte önce TGRT ve Star ekranlarında, ardından atv'de yayınlanan Çocuklar Duymasın dizisi reytinglerde hep zirvedeydi. Bu dizinin zirvede olması aynı saatlerde diğer kanalların izlenme oranını da hayli düşürüyordu. Dolayısıyla bu kanallar o geceki reklam pastasından daha küçük bir dilimle yetinmek zorunda kalıyordu. Bu nedenle dizinin reytingi düşmeliydi. Önce dizinin annesi rolündeki Pınar Altuğ rakip gazetelerde manşet oldu. Boşanmadan kocasının en yakın arkadaşıyla beraber olan Altuğ, diziden ayrılmak zorunda kaldı.Ardından baba rolündeki Tamer Karadağlı'nın eşini aldatmasının ortaya çıkması yine en çok rakip grupların işine yaradı. Karadağlı da diziden ayrılınca bir süre sonra yapımcılar diziyi bitirmek zorunda kaldı. İlginç olan ise burada "ahlak bekçisi" olanların sonrasında "Binbir Gece" isimli dizide yapılan "ahlaksız teklif"i "masum" gösteren yayınlara imza atmasıydı.Aynı mantık bir dönem Aliye'de de kendini göstermişti. Dizinin yönetmeni ile başrol oyuncusunun "kaçamak"larının ortaya çıkmasıyla gazetelerde ahlak dersi verenlerle bunun normal olduğunu savunanların savaşını gördük.Kurtlar Vadisi Terör'de de benzer bir durum yaşandı. "Halkı bölücü ve tahrik edici" olduğu için yasaklatılan dizinin perde arkasında ise reklam kavgası yatıyordu. Şimdi aynı savaş Kurtlar Vadisi Pusu'da yaşanıyor.Son bir hatırlatma. Yıllarca Show TV'de oynayıp reyting rekorları kıran Kurtlar Vadisi dizisinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz (Polat) dizi Kanal D'ye transfer olmadan Hürriyet gazetesinin manşetinden tarikatçı ilan edilmişti.Peki dizi Kanal D'ye geçince ne olmuştu hatırlı yor musunuz? Polat artık Sharon Stone'u öpen çağdaş ve örnek alınacak bir Türk erkeğiydi...Son bir hatırlatma daha... Gazeteleri okuyun, televizyonları seyredin... Ancak en çok izlenen programların oyuncularıyla ilgili yapılan haberlere biraz daha dikkat edin... Çünkü hiç bir şey göründüğü gibi değildir. O haberlerin pek çoğu "masum" değildir...

EMNİYET'TEN TEK TÜRKİYE DİZİSİNİ KARALAMAYA ÇALIŞANLARA CEVAP

EMNİYET BÜTÜN POLİSİYE DİZİLERE DESTEK VERİYOR...

Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan 'Tek Türkiye' dizisine 'Özel Harekât Şubesi'nin iltimas geçtiği yalanına tokat gibi bir cevap daha...
Basında yer alan haberler üzerine açıklama yapan Emniyet yetkilileri, polisiye dizilere her zaman destek verdiklerini belirtti. Yetkililer, Yılan Hikâyesi, Gece Gündüz, Arka Sokaklar ve Adanalı gibi yapımları örnek gösterdi.Emniyet Genel Müdürlüğü, polisiye dizilerin yaygınlaşmaya başladığı 1999-2001 yılları arasında en önemli desteği Yılan Hikâyesi'ne verdi. Diziden sonra 'organize suçlar'da görev alan genç polislere 'Memoli' denilmeye başlandı. Müdürlük, polise ait binaların kullanılmasına bir tek şartla olur verdi: Çekimlerin görevi aksatmayacak şekilde yapılması.Yılan Hikâyesi'nin yanı sıra pek çok diziye polis katkısı için çekimlerin yapıldığı valiliklerden izin alındı. Ancak, 'Gece Gündüz', 'Arka Sokaklar', 'Adanalı' gibi dizilere polisin yardım etmesi amacıyla İstanbul Valiliği'nden izin alındığı kaydedildi.Bilindiği gibi Hürriyet'in yayınladığı haberde, bütün televizyon kanallarında yayınlanan dizilere uygulanan resmi prosedürün aynısının Tek Türkiye'ye uygulanması çarpıtılarak sanki Samanyolu Televizyonu’na bir ayrıcalık yapılmış gibi yansıtılmıştı.

KADİM YAŞAR ANLATIYOR: TEK TÜRKİYE'İN BOTAN'I NASIL BİRİ?

Abti'nin dönüşü yine dağlara oldu !

Yeşeren Düşler’de dağlara çıkarak gözlerden kaybolan Abti’nin dönüşü, Tek Türkiye’de yine dağlara oldu!..1976 Muş doğumlu olan Kadim Yaşar, şu aralar çok yoğun bir tempo ile çalışıyor. Bir yandan Tek Türkiye’nin çekimleri için Konya’ya giden, dublajları için İstanbul’a gelen Kadim Yaşar, Konya ve İstanbul arasında mekik dokuyor. Birçok sinema ve dizilerde gördüğümüz ünlü oyuncu, “Neden tiyatroyu tercih ettiniz?” sorusuna, sanata ve özellikle tiyatroya olan aşkını, ilkokul öğretmenine borçlu olduğunu belirterek cevap veriyor. Sorularımıza cevaplar vermeye devam ediyor Kadim Yaşar...

Çok ince ve kibar bir sesiniz var. Oysa Hem Abti karakterinde, hem Botan karakterinde dehşet kalın ve kaba bir ses duyuyoruz. Seslendirme de size ait olduğuna göre zorlanmıyor musunuz?
Botan karakterinde zorlanmıyorum. Net bir ses. Ama Abti karakterinin sesi, oldukça inişli çıkışlı bir ses. Abti’de zorlanmıştım, sonuçta tiyatrocuyum. Bunların eğitimini aldığımız için üstesinden geliyorum. Kendi sesimi merak eden arkadaşlara Google’dan Sessiz Duruş Kadim Yaşar yazıp videomu dinlemelerini öneririm. Orada Atatürk’ün sözlerini seslendiriyorum. Altı yıllık bir dublaj tecrübem var.
Dizideki Botan’ı soruyoruz Kadim Yaşar’a, Botan nasıl biri? Şivan ile paylaşamadığı ne?
Botan, yürüttüğü davanın bilincinde olan ama aslında onu dağlara bağlayan en büyük etkeninde Doktor Selma olduğu bir komutan. O karşılıksız bir şekilde ama duygusallıktan uzakta seviyor Selma’yı. Onun Şivan ile bir alıp veremediği yok. Ama Botan hep şunun peşinde, Şivan Kürtçe'de çoban demek, bir çoban nasıl olurda örgütte bu kadar büyük ve önemli bir göreve getirilir. Nasıl bu kadar çevresi ve yetkisi olur. Ona takılmış biraz. Yoksa öyle büyük bir sıkıntısı yok. Botan’ın tek derdi Selma.
Çekimleri soruyoruz Yaşar’a. Çatışma sahnelerinde yaralan oyuncuları duyuyoruz peki bu soğukta hastalanan oyuncular oluyor mu?
Elbette. Elbette oluyor. Çok zor koşullarda çekim yapıyoruz. Çok soğuk. Ve hastalanan oyuncu arkadaşlarda oluyor. Herkesin kendi çapında hastalıktan korunma yöntemi var ben bol bol limon yiyorum. Şimdiye kadar hiç hasta olmadım çekimde.
Biraz geçmişe gidiyoruz Kadim Yaşar ile. Eski büyük oyunculardan bahsediyoruz ve Kadim Yaşar, şunları söylüyor;
Erol Taş, Şener Şen, İlyas Salman, Halit Akçatepe bunlar bir daha benzerini göremeyeceğimiz büyük oyuncular. Yeşilçam’ın o zor koşullarında, büyük bir samimiyet, mükemmel bir başarı ile isimlerini Türk Sinema Tarihine yazdırmışlar. Ve bir daha asla böyle büyük oyuncular yetiştiremeyeceğiz.
Peki neden? Sinema dünyasında teknolojik şartlar gün geçtikçe ilerliyor?
Evet, ekonomik ve teknolojik olarak dediğiniz doğru olabilir ama sinema sektöründe büyük bir dejenere söz konusu. Samimiyet yok, rolü yapmış olmak için yapmaya başladık. Şartlar ilerledikçe, biz geriledik. O şahane oyuncular o zor koşullarda, işlerine bağlılık ve samimiyetle bu kadar büyük oldular. Yapmış olmak için yapmadılar işlerini. Bu konuda tek suçlu oyuncu demek çok yanlış olur. Magazini de suçlayamazsın. Çünkü o zamanlarda da magazin vardı. Ama seviye vardı. Şimdi sokak kültürümüzden, ailemize, her şeyimiz dejenere olma noktasında. Bu yüzden o samimiyeti ve güzelliği bir daha yakalayamayız diye düşünüyorum.
Dizi Sektörü ile Sinemayı karşılaştırır mısınız?
Tabiî ki arasında dağlar kadar fark var. Ama bunu daha belirgin noktalardan ele alacak olursak, televizyon, her eve girmesi mecburi bir hal almış bir iletişim aracı. Televizyonda ne varsa onu seyretmek zorundasın. Televizyondakiler yayın akışını ayarlamış koymuş, sende izleyeceksin. Belki sırf can sıkıntısından, sadece vakit geçirmek için. Ama sinema öyle değil. Sinema, sırf gerçekten bir şeyler seyretmek istediğin zaman, tamamen senin tercih ettiğin bir olay. Farkında olmadan ruh dünyanı, sosyal kimliğini de belli ediyorsun seçtiğin sinema türünde. Yani sinema, senin kimliğin bile olabiliyor. Bu yüzden karşılaştırılamayacak kadar başka buluyorum sinemayı.
Magazine biraz değinelim...
Şimdiler de izleyici kültürü de, oyuncu kültürü de değişti. Ben eskiden bir Şener Şen seyrederken, gidip de acaba şimdi kiminle, ne yapıyor, nerde, ne yiyor gibi soruları hiç merak etmezdim. Bizim zamanımızda çoğunlukta öyleydi. Ama TV her eve mecburi giriş yapınca, her akşam yemeğinde en az haftada bir aynı yüzleri ekranda göre göre senin özeline, evine kadar geldi oyuncular. İster istemez de her hafta sofrana konuk ettiğin oyuncuyu da merak eder oldun. Çünkü o senin evine girmiş. Senin ailenden biri gibi. Sokakta seyirciler seni görünce “ O, Botan “ diyor, ya da başka dizilerden “ Aa .. Polat “ bu diyor. O kadar gerçekçi buluyorlar o karakterleri çünkü dediğim gibi izleyicinin evine kadar giriyorsun. Onlarda seni merak ediyorlar. Ben seviyeden yanayım. Merakında bir seviyesi olmalı. Sanatçının bir yanı gizemli kalmalı. Özel hayatına girince belki hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Adı üstünde özel zaten, özeli oyuncuda kalmalı. Bu özel ekranlara taşındıkça, sanat kavramı tartışılmaya başlıyor. Bu da etik bir şey değil.
Kasım’da Pres adlı filmi gösterime girecek olan Kadim Yaşar, 04 Temmuz 2009’da dünya evine girecek. Şimdiden kendisini tebrik edip, başarılarının devamını diliyoruz...

Kaynak: KADİM YAŞAR ANLATIYOR: TEK TÜRKİYE'İN BOTAN'I NASIL BİRİ?

TEK TÜRKİYE’YE ARTAN SEVGİ SELİ GÖZLERDEN KAÇMIYOR

TEK TÜRKİYE’YE ARTAN SEVGİ SELİ GÖZLERDEN KAÇMIYOR

Samanyolu Televizyonun en çok seyredilen dizisi olan Tek Türkiye, ekran karşısında takip edildiği kadar set ortamında da takip ediliyor.İnanılmaz ilgi, bazen köy muhtarını telaşa sokuyor. Çünkü o kadar yoğun bir ziyaretçi trafiği var ki, köy toz duman altında kalıyor. Tek Türkiye, en zor koşullarda çekilen bir Türk dizisi diyebiliriz. Mağaralarda çekilen, bütçesi dar, yüreği geniş insanlarla oluşan mükemmel bir yapım; Tek Türkiye!..
Durum böyle olunca figüranlarından, başrole inanılmaz bir ilgi görüyor oyuncular. İstanbul’dan Konya’ya sete daha yeni gelmiş yorgun güzel, Dila’dan, dağları evi bilmiş Şivan’a mükemmel bir performans var sette. Yeni bölümün sahne çekiminde, Tarık, Botan ve Doktor Yıldız bir derenin kenarında. Ve Tuğçe Doras, çekim esnasında nerdeyse dereye düşecekken Botan yani Kadim Yaşar kurtarıyor Tuğçe Doras’ı. Çünkü zemin o kadar çamurlu, o kadar kaygan ki. Ayakta durmakta zorlanılan yerde oyuncular mükemmel bir başarı sergiliyorlar. Hem bu zorluklarla hem de seyircileriyle ayrı ayrı ilgileniyorlar.Hele Özlem Akınözü, Özgül Sağdıç ve Sabri Özmener bir başka. Seyirci, başımızın tacıdır diyerek, gelen ziyaretçilere özel bir ilgi gösteriyorlar. Hepsi ile teker teker fotoğraf çektiriyorlar. En az set kadar yorucu olsa da bu iş, “ Sevgiler karşılıklı, onlar bizi seviyor ki fotoğraf çekmek istiyor, onları kırmak elde mi” diye düşünen tüm oyuncular tarafından özenle gerçekleştiriliyor.




Sette bir diyalog gözden kaçmıyor, Ankara’dan gelmiş bir beyle fotoğraf çektiren Özlem Hanım daha sonra Sabri Özmener’e “ Bak manevi oğlum gelmiş” diyor. Sabri Bey’de “Ya senin ne kadar da çok oğlun var” diyor. Anlayacağınız oyuncu ve seyirci bütünlüğü tam bir aile sıcaklığında..Bu zor koşullarda bu büyük başarının sırrı da bu herhalde.. Cumartesi- Pazar günleri Tatköy, tam bir ana baba gününe benziyor. Resmen bir insan seli oluşuyor. Hatta oyuncular kendi aralarında Pazar’ı artık “Kanlı Pazar” olarak değerlendiriyorlar. İzdihamdan dolayı yaşanan zorluk sebebiyle. Herkesin elinde fotoğraf makinesi “–Şivan nerde, -Tarık nerde” sesleri arasında kendinizi kaybediyorsunuz.
Osmaniye’den gelen iki otobüs, Ankara’dan gelen, Mardin’den gelen, İstanbul’dan gelen yüzlerce seyirci, seti, sanatçıları, mağaraları, dinlenme yerlerini görmek için yarış yapıyorlar. Minibüsler, servisler, özel arabalar set alanı ziyaretçilerin vasıtaları ile dolup taşmış bir vaziyette. Sabri Özmener, “Diğer kanallarda birçok projede yer aldım, ama seyirciden bu kadar ilgi sadece Samanyolu’nda gördüm” diyor.
Set, Türkiye’nin hemen her yerinden ziyaretçi alıyor. Ve bu ilgi gün geçtikçe artıyor. Sadece setleri ziyaret etmekle, Perşembe akşamlarını ona ayırmakla kalmayan hayranlar internet aleminde de onlara özel fan siteleri açmış. Özgül Sağdıç için: http://www.ozgulsagdic.ile.biz/, Özlem Akınözü için: http://www.ozlemakinozu.net/, Ozan Çobanoğlu için: http://www.ozancobanoglu.net.tc/, Eren Özyalçın için: http://www.erenozyalcin.ile.biz/ ve bunlara benzer birçok site.Bu siteler bu siteye üyeler bu dizinin ne kadar benimsendiğinin reyting kaygısı taşımaması gerektiğinin göstergelerinden sadece biri. Seyirciler kendilerini dizi ile o kadar birleştirmiş ki, seyircilerden biri Özgül Sağdıç’ın fotoğrafını istiyor, bir tane veriyoruz “A ama bu yeni çekilmemiş yeni çekip bize iletin” diyor. Yeni çekilmediğini nerden anladınız diye sorunca oda “ Berfin, bu kostümü ilk sezonda giyiyordu, oradan anladım” diyor.Biz de diyecek söz bulamıyoruz. Bu sevgi seline sadece “41 kere Maşallah” diyoruz.

Kaynak: Tek Türkiye

TEK TÜRKİYE YILIN DİZİSİ

TEK TÜRKİYE YILIN DİZİSİ

Radyo Evi Derneği (RADEV) 08 Artı 'Türkiye'de Negatifi Pozitife Çevirenler' ödülleri sahiplerini buldu.
700 üyesiyle 2. kuruluş yıldönümü ve Ankara Şubesi'nin açılış törenini gerçekleştirilen RADEV, büyük bir organizasyona imza attı. Kocatepe Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ödül törenine iş, spor, sanat, siyaset ve medya dünyasının seçkin temsilcileri katıldı. Türkiye'nin en pozitif kişi ve kurumlarının taçlandırıldığı ödül töreninde Yılın Dizisi Ödülü Tek Türkiye ye layık görüldü.
Ödül töreninde diğer ödül alanlar ise şöyle:"Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Çemil Çiçek (Yılın Politikacısı), Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik (Yılın Bakanı), Ayhan Güngör Hop Dedik Show (Yılın Pozitif Radyo Şovu), Gönül Dostu Füsun (Yılın Kadın Sunucusu), Radyo Vatan (Yılın Radyosu), Aşk Fm (Yılın Bölgesel Radyosu), Kon TV (Yılın Bölgesel TV Kanalı), Süleyman Dişli (Adapazarı Belediye Başkanı), Mustafa Aydın (Türkiye'nin En İyi Sağlık Yatırımı Aydın Termal Tesisleri), Ankara Milletvekili Burhan Kayatürk (Yılın Gönül Adamı), Cemal Safi (Yaşam Boyu Onur Ödülü), Etimesgut Belediye Başkanı Serhat Kemal Yılmaz (Yılın Projesi), Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek (Başkentte yapılan hizmetler), Emel Taşçıoğlu (TRT Sanatçısı), Ece Gürsel (Yılın Mankeni), Eros Pansiyon-Yalçın Menteş Tiyatrosu (En İyi Tiyatro Oyunu), Çanta-Aydın Yücel (En İyi Kısa Film), Emel Taşcıoğlu (En İyi Çaylak Oyuncu), Tüprag Maden İşletmeleri (En İyi Şirket), Metaş Şirketler Grubu (En İyi Çıkış Yapan İnşaat Firması), Zelante (Yılın Markası), Göğüş Holding (Yılın Firması), Muammer Mert Turtem Mühendislik (Yılın Uluslararası Girişimcisi), Müge Dağıstanlı (Kanal Türk Orada Neler Oluyor?) Kanal D Magazin (En İyi Gündüz Kuşağı Magazin Programı), Kanal Türk/Türk Life Programı (En İyi Gece Kuşağı Magazin Programı), Tek Türkiye-Samanyolu TV (Yılın Dizisi), İhlas Haber Ajansı-Batuhan Yaşar (Yılın Haber Ajansı), Şamil Tayyar (Yılın Gazetecisi), SES TV-Latif Şimşek (Yılın En İyi Haber Merkezi), Safiye Soyman-Faik Öztürk (Yılın En iyi İkilisi), Fatoş Kabasakal (YılınTV Yıldızı), Sabe Tümer-Haber Türk (En iyi gece haber sohbet programı), Birinci Kuvvet.Com (En İyi Haber Portalı), Magazinci.Com-Nurettin Soydan (Yılın Magazin İnternet Portalı), Naci Alan-Anayurt (Yılın Gazetesi), Murat Yiğitbaşı-Süxe Dergisi (Yılın Magazin Dergisi), Abdülkerim Erdoğan (Yılın Yazarı)."
Kaynak: TEK TÜRKİYE YILIN DİZİSİ